Sünnet; erkek çocuklarının erkeklik organının ucunda bulunan fazla derinin, cerrahî bir işlemle kesilip çıkarılma işlemidir. İslâm öncesi Araplarda sünnet, hijyen açısından bir tedbir olarak düşünülen bir temizlik ve güzelleşme operasyonu olarak görülüyordu.
Sünnetin ilk olarak Hz. İbrahim (aleyhisselâm) zamanına dayandığı muteber kaynaklarda geçmektedir. Ebû Hureyre’den (r.a.) gelen bir rivâyette Hz. İbrahim’in (a.s.) 80 veya 120 yaşlarında Kaddüm Köyü’nde sünnet olduğu aktarılır. Rivâyette “Kaddüm” yerine “kadum” ifadesi kullanılmıştır ki, o zaman ifade “bir marangoz aleti ile sünnet oldu” anlamına gelmektedir. Sünnet olmak Hz. İbrahim’den (a.s.) sonra bütün peygamberlerde ve onlara uyan insanlar tarafından devam ettirilmiş.
Peygamber Efendimizin (aleyhissalâtu vesselâm) sünnetli doğduğuna dair rivâyetler olduğu gibi, doğumunun yedinci veya sekizinci gününde dedesi Abdulmuttalib tarafından bir ziyafet verilerek sünnet ettirildiği de gelen rivâyetler arasında.
Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: “Dört şey var ki, bunlar peygamberlerin sünnetlerindendir. Sünnet olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek.” (Tirmizî, Ahmed b. Hanbel)
Hz. İbrahim (a.s.) ile başlayan sünnet geleneği, Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) ile devam ederek günümüze kadar gelmiştir. İnsanlar sünneti yalnızca dinî yönden değil, hem kültürel bir gelenek hem de sağlık açısından çok mühim olduğu için bir ritüel hâline getirmişlerdir.
Zira sünnet:
• Yıkamayı kolaylaştırdığı için daha kolay bir hijyen sağlar.
• İdrar yolu enfeksiyonlarına karşı korur.
• Cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riskini düşürür.
• Özellikle kansere karşı bir koruyucudur.
Kısacası sağlık için elzem bir işlemdir.
Afrika’nın pek çok ülkesi sömürge altında olduğu için, insanların güvenlikleri de tehdit altında olabiliyor. Mesela sömürge rejimleri insanların üremesini engellemek için kısırlaştırma operasyonları yapabilmektedir. Sünnet gibi erkeğin doğrudan üremesiyle alâkalı olan bir durum ise art niyetli kişilerce bir fırsat olarak değerlendirilebilmektedir. Bir diğer sebep ise, Afrikalılar kısıtlı imkânlara sâhip olduklarından, halk sünnet gibi operasyonları kendilerince ilkel yöntemlerle yapabiliyorlar, bu da sünnet olan çocukların kısırlaşması ya da enfeksiyon kapmasıyla sonuçlanabiliyor. Bu sebeplerden Afrikalılar kısırlaşmamak için sünnet yaptırmaktan imtina etmektedirler. Hatta bugün Afrika’da yaşı ilerlemiş olan pek çok erkeğin sünnetsiz olduğu da bir gerçek.
Şefkat Eli İnsanî Yardım Derneği olarak, Afrika’da Sünnet projesi ile insanların doğru ve güvenli bir şekilde çocuklarını sünnet ettirmelerini sağlıyoruz. Afrika’ya giden gönüllü doktorlarımız, oradaki insanları hijyenik ortamlarda sünnet ediyor. Böylelikle insanların hem bu dinî ve kültürel hem de sağlık açısından önemli ritüeli güvenli bir şekilde yerine getirmesine yardımcı olup, sağlıklı bir nesle kavuşmalarına vesile oluyoruz.
Siz kıymetli bağışçılarımız da Afrikalı çocukların sünnet olmasına katkıda bulunmak isterseniz, sayfamızdaki “Bağış Yap” butonuna tıklayarak infakta bulunabilirsiniz.